
Teknolojik olanaklar, bilgiye erişim gücü şirketlere fırsatlar sunarken, aynı zamanda verinin büyüklüğü, asmietrisi, ilşkiler ağının iç içe geçmişliği sebebiyle veriden anlam çıkarmanın zorlaştığı bir dönemdeyiz. Geleceği ön görmenin güçleştiği VUCA sürecinde, herhangi bir konuda başlayan küçük bir değişimin boyut ve etkileri şirketlerin uyum sağlama hızını aşıyor.
Finansal ve operasyonel hedeflere doğru, katı ve uzun vadeli stratejik planlar, silo yapılar, bürokratik işleyen hiyerarşik kültüre sahip olan şirketler, yavaş yavaş yok oluyor. Değişimin çok daha yavaş ilerlediği süreçte adeta değişmemek üzere tasarlanan 'klasik şirketler' yerlerini, sektör ve sektör üstü rakiplere bırakarak sahneden çekiliyorlar.
VUCA ortamında müşterinin ihtiyaçlarını duyabilme ve cevap verebilme, rekabette hızlı kalma, organizasyonel yapı ve çalışanlarıyla da bu yeni ortama cevap verebilmek için şirketlerin hedeflerin ötesinde, müşteri ve çalışanları başta olmak üzere gaye ile akan daha derin bir anlam ortaya koymaya ihtiyaçları var.
Gaye odağında müşteri içgörüleriyle hizalı, buna uygun olarak stratejisini uyumlu ve dinamik yöneten, kültürü girişimci bir zihniyetle çalışan, organizasyonu ile bu yeni yapının hedeflerine uyumlu metrik ve takdir sistemi ile ilerleyen, rol ve sorumlulukları bu yeni bağlamda net bir şekilde tanımlanmış şirketler VUCA ortamında gelişerek ayakta kalabilecekler.